30 Mart 2014 Pazar

Gülmez Sokak

Sevgilim
Kimsin?
Neden bunca karmaşanın içine soktun beni?
Şu yere düşmüş elli kuruş senin midir?
Sinmiş midir kokun?
Neden bizim şarkımız çalmaz hiç oralarda?
Bu sokağın adını hangi hadsiz koymuş?
Gülmez sokak...
Evet, bekleyenler mi ararsın, bekletenler mi ararsın
Yoksa nefes alıp verip yaşadığını sananlar mı?
Ağlayan zırlayan yok burda
Efkar, keder yok
İsimler var
Yol kenarındaki çöpten balkona asılan çamaşıra kadar hepsinin isimleri var
E kolay mı hatır var hatıra var
Biraz da değil koca bir mahalle aşk var
İsimler var
Sabahları fırından sokağa bir Elif kokusu yayılır
Hissetmen gerek
Burun direğim sızlar her sabah
Fırıncı gelmiştir buraya yirmi bir yıl evvel
Yirmi bir yıldır her günün sabahından akşamına Elif der
Bir lokma yeter doymana
Oturur çünkü yüreğinin orta yerine
Hissedersin fırıncının hissettiklerini
Hissedersin ve yaşarsın yine
Geçersin her bir gün fırının önünden.
Ya o köşedeki gençten çocuk;
Mahalledeki ayakkabı boyacısına ne demeli
Garibim, kokar, buram buram Selin kokar
Boyarken ayakkabıları, bakar sürekli gelene geçene
Bilir olacakları, susar.
Parasızlığına Selin katar
Kattıkça yanar içi
Elleri de susar garibimin
Çalışamaz yeri gelir dolu gözlerden
O da bekleyenlerdendir
Gelen neden gelir
Giden neden gider
Bitmeyecek gibi gelmesini hissettiren nedir?
Bir sokağın adı neden gülmez’dir?



20 Mart 2014 Perşembe

Ben

Şimdi karanlık falan umurumda değil.
Sokak lambasının odadaki yansımasıyım.
En güneşli, en huzurlu yerim.
Bir vapurda ben,
Bir bankta ben,
Yollarında ben.
Bir tango müziği çalmakta.
Aşk bu yakınlarda olmalı.
Bir bütün olmalı her yazılan.
Oynanan oyun odanın tavanında.
Sokak ortasında ben,
Elleri cebinde ben,
Bir ben.
Hayal kurmak en ucuzu
Ağız dolusu küfür hamallık
Acı, yıllar evvel yırtılması gereken fotoğrafta
Kahvenin telvesinde ben,
İliklenen son düğme ben,
Kalan ben.
Suya düştü iki hayal
Biri battı, biri yüzer hala
Bir ben,
Kalan ben,
Boğulamayan ben.


Nerde?

+ Sen neredesin?
- Aptal! Ben senin üşenipte girmediğin her çıkmaz sokağın sonundayım. Ön yargıyla yaklaşıp izlemediğin her filmin başrolündeyim. Yalan söyleyerek kandırdığın her insanın saflığındayım. Düşünmeden konuşup kırdığın her kalpten akan gözyaşındayım. Ben senin kusurlarında, noksanlarındayım. Beni arama boş yere. Ben senin isyanlarının ve dualarının arasındayım. Beni arama boş yere. Ben senin bir türlü duyamadığın vicdanın sesiyim. Acılarının gözyaşı, sevincinin gamzesiyim. Beni arama boş yere.

Durum

Bir iz var artık bende. Derin değil ama sıkıntı yaratacak bir durum belli ki. Kan var, müzikle beraber. Kan da tutmaz ki beni. Neden o zaman şimdi bu durulma, değişmeyen şarkı. Bu ani üşüme, ani terleme, ani gerilme, ani sen, ani ben ama neden ani biz değil? Ani yada yavaştan biz değil değil?

Yıl

+ Buralar biraz havasız gibi.
- Havanın penceresi mi olur? Laf! Havasız olan için! Kapılı olan kapıların senin düşmanın.
+ belki doğru dediklerin ama ben anahtarını kaybettim yüreğimin kapılarının. Yalan. Özür dilerim. Kaybetmedim. Sadece anahtarları değil, hayallerimi de beni ben yapanları da verdim onlara. Her biri farklı yerlerde şimdi. Nasıl isterim şimdi geri?
- !